Hasret Şükrü Gültekin (1 Mayıs 1971, İmranlı, Sivas – 2 Temmuz 1993, Sivas), Kürt kökenli bağlama virtüözü, şarkıcı, besteci, söz yazarı ve yapımcı. 6 yaşında bağlama çalmaya başlayan Hasret Gültekin, ilerleyen dönemlerde profesyonel olmaya başlamıştır. Ardından Şelpe tekniğini uygulamaya başlamıştır. 1980’lerin ortalarında çeşitli albümlerin yapımlarında yer alan Hasret Gültekin, 1987 yılında profesyonel olarak ilk albümünü çıkarmıştır. Ardından Kürtçe ve Kürtçe müziğinin söylenmesinin yasak olduğu bir dönemde bu yasağı delip Newroz adlı albüm serisini hazırlamıştır.
Bu çalışmalarıyla birbirine yakın bir süreçte hazırladığı ikinci solo albümü Gece ile Gündüz Arasında ise onun ilerde Bağlama Devrimcisi olarak anılmasına vesile olan bir yeniliği beraberinde getirir. 1991 yılında ise kendi tabiriyle ilerici müzik adını verdiği Rüzgarın Kanatları isimli albümünü dinleyicilerine sunmuştur. Albüm, Hasret Gültekin’in ilerici müziğinin yanı sıra “Derman Sendedir”, “Çeke Çeke”, “Yaralı Ceylan” gibi eserlere yaptığı yeni düzenleme ve introlardan, ezgilerde kullanılmış çok sesliliğe, yıllardır alışılagelmiş deyiş yapısını deyişlerin ana hatlarını, özünü bozmadan batı müziği ve ritmleriyle bir araya getirmesi dolayısıyla halk müziği adına bir devrim olarak nitelenmektedir.[kim?] 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gittiği Sivas’ta son konserlerini vermiştir ve Madımak Oteli’nin yakılması sonucu 34 kişi ile birlikte hayatını kaybetmiştir.
Hayatı
Sivas’ın İmranlı ilçesine bağlı Han köyünde dünyaya geldi. Süleyman ve Hacıhanım Gültekin’in üçüncü çocuğudur. Gültekin 6 yaşında iken bağlama çalmaya başladı. Girdiği Kadıköy Maarif Koleji ve Anadolu Lisesini yarıda bırakarak müzik hayatına başladı. Aynı zamanda siyasi bir kişiliğe de sahip olan Gültekin, İşçi Partisi üyesiydi. Sanatçı ilk resitalini Kadıköy Moda Sineması’nda verdi ve ilk albümü Gün Olaydı’yı 16 yaşında çıkardı. Talip Özkan’ın öğrencisi oldu. 1989 yılında çıkardığı Gece ile Gündüz Arasında adlı albümü ile sadece sesi ile değil bağlama ve şelpe tekniğiyle de dikkatleri çekti. Çok sayıda sanatçının albümüne müzik yönetmeni olarak imza atmıştır. 1991’de Rüzgarın Kanatlarında adlı bir albüm daha çıkarmıştır.
Uluslararası festivallerde Türkiye’yi temsil eden Hasret Gültekin, 1991’de Yeter Gültekin’le evlendi. Bilimsel sosyalizmi benimsedi; önce Sosyalist Parti’nin, bu parti kapatılınca da İşçi Partisi’nin çalışkan bir üyesi oldu. Pir Sultan Abdal Kültür Festivali’ne katılmak üzere gittiği Sivas’ta konakladığı Madımak Oteli’nin kundaklanması sonucu yaşanan katliamda 34 kişiyle birlikte yaşamını yitirdi. Bir buçuk ay sonra 13 Eylül 1993’te Roni Hasret adı verilen bir oğlu oldu. Ölümünün ardından Kalan Müzik tarafından Seçmeler adlı bir toplama albümü ve 1993 yılında Yunan rembetiko grubu Prosechos ile birlikte verdiği Ege’nin İki Yakası adlı konserdeki bazı şarkılardan oluşan ve aynı adı taşıyan albüm Hasret Gültekin Kültür ve Sanat Merkezi tarafından yayımlandı.
Kariyeri
Çocukluk zamanları İstanbul’da geçmiştir. 6 yaşında bağlama çalmaya ve çok sürmeden üretmeye başlar. Müzik her zaman için her şeyden daha önemlidir. Hatta müzik dışında akla gelebilecek hemen her şey ikinci plandadır. Kadıköy Anadolu Lisesini yarıda bırakmak zorunda kalmasının temelinde de yine aynı sebep yatmaktadır. Onun için sık sık okuldan kaçıp yanına gittiği Haydar Acardan Deli Derviş’i dinlemek daha önemlidir. Böyle yoğurur kendini adım adım böyle geliştirir ve yine o dönem “Dağlar Atamadım Sevdamı” ve “Sen Benim Başıma” gibi birbirinden önemli eserlerini üretir. 1987 yılında henüz 16 yaşında Gün Olaydı adını verdiği ilk albümünü çıkarır. Yine aynı gün albümü çıkan Lütfü Gültekin’le tesadüf eseri tanışırlar ve sağlam dost olurlar.
Aynı yıl ilk resitalini de verir ve kendisi için aşılması zor basamakları aşmaya başlar. Ertesi yıl 1988 senesinde üç müzisyen dostunun daha yer aldığı Dostlar Muhabbeti albümünün yönetmenliğini üstlenir ve sazlarını çalar. Diğer sanatçıların albümlerini yönetme serüveninin de başladığı bir süreçtir. Devamı yine özellikle de Almanya’daki Netses firması bünyesinde önemli ozanlara ve daha birçok sanatçıya çaldığı albümlerle kendini geliştirir. Haydar Acar’dan, Talip Özkan’a, Musa Eroğlu’ndan, Arif Sağ’a birçok ustadan etkilenmiştir. Tar, kabak kemane, davul ve zurna gibi her türlü enstrümanı çalmaktadır. Bilim adamlarının bilimle yaptığını o müziğiyle yapar çoğu zaman. İnsanların eşit, özgür ve kardeşçe yaşaması ilkesi hayat felsefesidir.
Kürtçe ve Kürtçe müziğinin söylenmesinin yasak olduğu bir dönemde ince zekâsıyla bu yasağı delip Newroz adlı albüm serisini hazırlamıştır. Bu çalışmalarıyla birbirine yakın bir süreçte hazırladığı ikinci solo albümü Gece ile Gündüz Arasında ise onun ilerde Bağlama Devrimcisi olarak anılmasına vesile olan bir yeniliği beraberinde getirir. Kopuz ve ruzba’nın icadı kadar eski olan el ile çalma tekniğine farklı bir boyut kazandırıp albümdeki deyişleri bu teknikle sunar ve o döneme dek eşine pek rastlanmayan tezene bırakma cesaretini de yine Hasret Gültekin tereddüt etmeden gösterir. Sonraki süreçte ise Şelpe tekniğinin daha çok üstüne gider ve daha önceleri Zülfü Livaneli ve Arif Sağ’ın da denemeler yaptığı bağlama klavyesinde sistematik şelpe çalmaya büyük katkılar sunar.O yaşta biri biri için ancak dile kolaydır Hasret Gültekin için söylenenler. Hollanda Kültür Bakanlığı’nın daveti üzerine gittiği Genç Türküler festivalinde Türkiye’yi temsil etmiştir.[2]
1991 yılında ise kendi tabiriyle ilerici müzik adını verdiği müziğinin zirvesi olan Rüzgarın Kanatları adını verdiği albümünü dinleyicilerine sunduğu dönemdir. Albüm, Hasret Gültekin’in ilerici müziğinin yanı sıra “Derman Sendedir”, “Çeke Çeke”, “Yaralı Ceylan” gibi eserlere yaptığı yeni düzenleme ve introlardan, ezgilerde kullanılmış çok sesliliğe, yıllardır alışılagelmiş deyiş yapısını deyişlerin ana hatlarını, özünü bozmadan batı müziği ve ritmleriyle bir araya getirmesine dek halk müziği adına bir devrim niteliği taşır ki bugün dahi benzerine zor rastlanır bir çalışmadır. O artık yaşına yönelik tabuları çoktan yıkmıştır yaptığı ve yapmakta olduğu birbirinden önemli çalışmalarla.
Arif Sağ’dan Emekçi’ye birçok ustanın yer aldığı 1992 yılında yapımı Türküler Yalan Söylemez albümünde ustalarla beraber yer alması ya da o güne dek ancak kulislerde ve özel sohbetlerde bir araya geldiği Musa Eroğlu gibi ustalarla aynı sahneyi paylaşmaya başlaması özellikle de ustaların gözünde Hasret’in bu kulvarda rüştünü ispat etmesinin en önemli göstergesidir. Avrupa’da ve Türkiye’de verdiği sayısız konserlerin birbirini izlediği, Enel Hakk adını verdiği yeni albüm çalışmalarına başladığı bir dönemde Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gittiği Sivas’ta son konserlerini verdi ve Madımak Oteli’nin yakılması ve katliamın büyümesi sonucu beraberindeki diğer 32 aydınla 2 Temmuz 1993 günü hayatını kaybetti. Öldükten sonra adına birçok saygı albümü ve toplama albümler çıkarıldı. 1995 yılında Rüzgarın Kanatlarında albümü tekrar piyasaya sürüldü ve albümün kapağında “Yobaz Katliamı Şehidi” yazısı eklendi. Türkiye’nin en iyi bağlama çalan sanatçısı olduğu söylenilmektedir ve genç yaşta hayatını kaybetmesine rağmen Alevi kültürünün en tanındık isimlerindendir.
Ölümü
Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında, pek çok sanatçı ve fikir insanı dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin’in özel davetlisi olarak bu kente geldi. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.[3]
Binlerce kişiden oluşan karşıt grup, Kültür Merkezinden yeniden Hükûmet Meydanı’na geldi. Hükûmet Konağını taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı. Madımak Oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan kişilerden, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,[4] Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin’in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itildi.[5] Başından yaralanan Aziz Nesin’i linç girişiminden araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü.
Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 gösterici yaşamını yitirdi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.
Hasret Gültekin’in müzik yönetmenliğini ve müziklerini yaptığı kasetler dizini
1988 Abuzer Karakoç, Hüseyin Aydın, Ali Ekber Eren’in de yer aldığı “BİTMEYEN TÜRKÜLER-Dostlar Muhabbeti”.
1990 Gani Nar’ın seslendirdiği Kürtçe “JİYAN”.
1990 Abuzer Karakoç’un seslendirdiği ve Avrupa’da yayımlanan “Alvar Deyişleri”.
1990 Emekçi’nin seslendirdiği “Gül’e Barut Serdin mi?”
1990 Nurşani’nin türkülerinden oluşan kaseti.
1990 Lütfü Gültekin’in seslendirdiği “Karanlıkta Vurdular”.
1991 “NEWROZ 2” isimli, Kürtçe sözlü türkülerden oluşan kaset.
1992 Arif Sağ, Emekçi, Mehmet Koç, Emre Saltık, Talip fiahin, İhsan Güvercin’in de yer aldığı “Türküler Yalan Söylemez” isimli kasette üç eser seslendirdi.
1992 Ahmet Arif’in şiirlerini besteleyen sanatçılar olarak, Cem Karaca, Ahmet Kaya, Sadık Gürbüz, Esin Afşar, Rahmi Saltuk’la birlikte, Ahmed Arif’in anısına çıkan kasette yer aldı.
Bir çok sanatçının kasetlerinde bağlama, cura ve şelpesiyle yer aldı.
Türkü Sözleri Notaları İçin Tıklayınız
YouTube Videoları İçin Tıklayınız