Zileli Dedai



Fedaî Tokat’ın Zile ilçesinde 18. yüzyılda doğmuştur. Yine Zile’nin yetiştirdiği ünlü ozanlardan Talibi’ye çırak olmuş; ondan saz çalmayı ve aşık geleneğinin gereklerini öğrenerek kendini yetiştirmiş, 18. yüzyılın önemli ozanlarından biri olmuştur. Yaşamıyla ilgili pek fazla bilgi yoktur. Kendi şiirlerinden anlaşıldığına göre ömrü gezgincilikle geçmiştir. Bir çok ili dolaşan Fedaî bir süre İstanbul’da da kalmış, İstanbul’daki aşık kıraathanelerinden biri olan Kumkapı Sazlık kahveye sık sık giderek dönemin aşıklarıyla sohbet etmiş, arkadaşlıklar kurmuştur. Bir gün Sazlık kahveye uğradığında aşıklardan birinin, Zile’li Talibi’yi sorması üzerine; ustasının öldüğünü şu dizelerle anlatmış, onun için Fatiha istemiştir: "Dediler mevlidin olur nereden Dedim ki aslımız olur Zile’den Dediler Talibi n’oldu oradan Dedim bir Fatiha Aziz İstanbul" Fedaî’ye göre kişinin bir tarikata girmesi, bir pirden el alarak aydınlanması, olgunlaşması gerekmektedir. Bu düşünceyle Hurufi inancına bağlanan Fedaî İstanbul’dan sonra Mısır’a gitmiş, Kahire’de çok saygı duyduğu Kaygusuz Abdal’ın dergâhında bir süre kalarak hizmet etmiştir. Şiirlerinde yaşadığı dönemin bir gereği olarak, Osmanlıca sözcüklere çokça yer veren Fedaî hem aruz ölçüsünü, hem de hece ölçüsünü kullanmıştır. Ancak başarılı olduğu eserleri, halk şiiri türünde yazdığı semai ve koşmalardır. 1- Arzuhal eyledim şahlar şahına Kıl derdime derman el’aman dedim Özüm derman ettim ben dergâhına Dahi birliğine yok güman dedim. Kâmeti melektir siması huri Uğruna koymuşum bu can ü seri Bir ihsan eylersen tez eyle bari Serde takat yoktur hal yaman dedim. Beni mecnun etti mahmur bakışın Ciğer kebap aşk od’una yakışın Ruhum gelüp şu bedenden çıkışın Şefaat kânısın Mustafa’m dedim Kaşlar nizam kurmuş kirpik terazi Nur ile boyanmış yüzünün benzi Lebin şekerinden ver bazı bazı Kulundur Fedaî ol zaman dedim. 2- Nedir benim melül mahzun gezdiğim Ağlayıp yandığım dost senin İçin Ciğerimi delik delik deldiğim Ağlayıp yandığım hep senin İçin Canım intizarda gözüm yollarda Beni Mecnun edip koydun çöllerde Diyar-ı gurbette garip ellerde Ağlayıp gezdiğim hep senin İçin Fedaî der böyle imiş kaderim Dünya benim olsa şâd olmaz gönlüm Hep senin İçindir eğridir boynum Ağlayıp yandığım hep senin İçin Fedaî’nin Eserleri Zile’li Edebiyatçı Mehmet Yardımcı ve Hayrettin İvgin’in hazırladıkları “Zile’li Fedaî “ adıyla 1983 yılında yayımlanan kitapta toplanmıştır.