Bağlamada Yöresel Tavırlar
Bağlamada Yöresel Tavırlar “Geleneksel bağlama icrasında, önem taşıyan belli başlı tavırlar arasında; Zeybek, Deyiş-Semah, Yozgat, Konya, Kayseri, Ankara, Silifke-Mut, Halay, Horon, Karşılama gibi tavırlar öne çıkmaktadır. Bu yörelerde kullanılan tavırların her birine, teknik anlamda birer isim verilmiştir. Sözgelimi Yozgat tavrında uygulanan teknik, “tarama” olarak adlandırılır ve aynı zamanda “Sürmeli Tavrı” olarak da bilinir. Deyiş- semahlarda “sıyırtma”, Silifke-Mut tavrında “hoplatma”, Zeybekte “çırpma”, genel anlamda Zeybek ve Orta Anadolu tavırlarında “çiftleme”, Ankara’da “takma”, Konya’da özel bir çiftleme tekniği olan “takmalı çiftleme”, Halaylarda “sızlatma”, Karşılamalar ve özellikle 9:8’lerde “serpme” teknikleri kullanılmaktadır”. (Öztürk, 2006a)
Bağlamada kullanılan tavırlar yörelere göre özellikler taşımalarına rağmen, bazen bir tavır içinde diğer tavrın mızrabını da görmek mümkündür. Örneğin Kayseri tavrı, sürmeli tavrı ile birkaç senkoplu tezeneden ibarettir. Aynı örneği, Konya tavrı için de vermek mümkündür. Zeybek tavrının sonuna, bağlamanın üst telinin taktırılması ile Konya tavrı oluşturulur (Algı, 2006:14).
Yukarıdaki düşünceler doğrultusunda tavır; mızrap tutan elin “tarama, çırpma, takma, sıyırtma, hoplatma ” gibi çalım tekniklerini, tuşe tutan elin ise “vurma,
çektirme, çarpma, boğma, vibrato, tril” gibi çalım ve süsleme tekniklerini kullanmasıyla oluşan yöresel çalış biçimidir.
Tavırların doğru icrasını yapabilmek için gerekli olan bir başka önemli nokta da, bağlamanın düzenidir. Düzenin farklı olması tavrın gerektiği şekilde kullanılmasına imkân sağlamayabilir. Bu yüzden herhangi bir yörenin türküsü icra edileceği zaman öncelikle akordu ve daha sonra türkünün tavrı ile çalınmasına dikkat edilmelidir (Emnalar 1998).
Bağlama icrasında kullanılan tavırlar; Zeybek, Konya, Teke, Yozgat, Kayseri, Karşılama, Ankara, Aşıklama, Silifke, Azeri ve Karadeniz-Trakya tavırlarıdır.
Bu tezene tavırlarının uygulanışı esnasında tezenenin kullanışının dışında parmaklara da görevler düşmektedir. Örneğin sürmeli tavrı mızrabı atılırken kıstırma denilen bir hareket yapılır. Bu hareket herhangi bir sesten onun yarım veya tam ses altına veya üstüne çarpma yapmak için kullanılır. Bunun icrası sırasında o seslere parmak vurarak yapılması en doğrusu olmasına karşılık, bunu yapamayanlar kıstırma hareketini kullanarak o sesleri çıkarmaya çalışırlar. Tabii sesler net ve temiz olmaz. Örneğin sürmeli tezene tavrında do sesinden re sesine bir çarpma yapılacağı zaman şu şekilde olmalıdır:
kıstırma hareketi ise, birinci parmağın do sesine, üçüncü parmağın da aynı tel grubundaki re sesine aynı anda basması, re-do seslerinin bir arada çıkmasını sağlamaktadır.
Do ve re seslerini ardı ardına çok çabuk duyurmayı amaçlayan bu sistemdeki özellik, parmakla ilgilidir. Parmaklarını gerektiği kadar hızlı çalıştıramayanlar ise, yukarıda görülen kıstırma hareketi sonucu o ses kümesine yakın bir ses elde ederler. Tabii ki amaç, duyurulması gereken seslerin net ve temiz olmasıdır.
Buradan tezene tavırlarının icrasında tezenenin gerekliliği yanında parmakların da büyük rolü olduğunu görmek mümkündür (Emnalar 1998).
Zeybek Tavrı
Zeybek kelimesinin güçlü, kuvvetli, koruyucu anlamında kullanılmış “saybek” kelimesinin yüzyıllar içinde önce “saybak”, daha sonra “seybek” “seybak”, “zeybak” ve “zeybek” olarak değişimi sonucu ortaya çıktığını ifade eden Akdoğu’ya (2003)’ya göre zeybek öncelikle bir kimlik, daha sonra bu kimliğin ezgisel ve ritimsel bir yansıması olan bir müzik türü, ardından da bu müzik türü eşliğinde gerçekleştirilen ve tümüyle zeybek kimliğine özgü bir Türk Geleneksel Dansı’nın adıdır (s. 176)
1925’te Darülelhan adına, Seyfettin ve Sezai (Aksal) kardeşlerin Kütahya civarında gerçekleştirdikleri ilk derleme çalışmasıyla birlikte, çeşitli dönemler halinde, Batı Anadolu müzik kültürü ve özellikle de zeybeklere özgü müzik örneklerinin derlendiği, bir kısmının plaklara kaydedildiği, çeşitli dönemlerde transkripsiyonların yapıldığı, yayımlandığı, daha önce de belirtildiği gibi, cumhuriyet kuşağı bestecileri eliyle değerlendirildiği görülmektedir (Öztürk,2006b:73).
Ege Bölgesi’nde 9/2’lik ve 9/4’lük ritimde icra edilen zeybeklere “Ağır Zeybek” daha hareketli icra edilen 9/8’lik ve 9/16’lık ritimde olanlarına ise “Kıvrak Zeybek” veya “Yürük Zeybek” denilmektedir (Ekici, 2012:236).
Zeybek ezgilerinin bağlamalarla seslendirilişinde telle uygulanan tezene vuruş biçim ve tavrına halk müziğinde zeybek tezenesi denir. Zeybek tavrı olarak da bilinen bu yöresel tezene, ezgisel yapıya göre biçimlenir. Bu tavırda aynı tezene hareketlerinin sürekli tekrarlandığı bir kalıp yoktur. Zeybek havalarında tezene tavrını belirleyen, ezginin süre birimini gösteren notadır. Süre biriminin hangi değerde olduğu tam olarak saptanamadığında tezene vuruşlarının usul kalıbına göre mi, yoksa ezgisel yapıya yönelik mi olacağı ikileminde belirsizlik yaşanmaktadır. Zeybekler bağlamalarla seslendirilirken saz düzeni; bozuk düzen ya da bağlama düzeni olarak yapılır (Köyoğlu, 2002:247).
Yukarıdaki kalıplar, temel zeybek kalıpları olarak kabul edilir. Bu kalıpların sağına ve soluna yeni notalar eklenmesiyle zeybek tavır kalıpları çeşitlendirilir.
Örnek Türkü Ah Bir Ataş Ver
Konya Tavrı
Konya tavrı eserlere göre çeşitli düzenlerde icra edilir. (Örnek: Elmaların Yongası; Müstezat Düzen, Konya Divan Ayağı; Bozuk Düzen gibi.) Bu tavırda eser icra edilirken yukarıdan aşağı tüm tellere vurulur, alt telde “çırpma” yapılır ve son olarak bağlamanın üst telinde (sol) “takma” yapılır. 2/4, 4/4, 6/4, ve 7/4’lük usullerde karşılaşın bu tavır çoğunlukta 2/4’lüktür.
“Konya türküleri, kaşık vuruşunu hatırlatan, “Konya tezenesi” veya “Konya tavrı” adı verilen özel bir tezene vuruşu ile çalınır. Her türkünün bir oyunu vardır. Konya tavrının oluşturan temel tezene aşağıdaki tartımda ve tezene vuruşunda üç bölümden oluşmaktadır”
Örnek Türkü Gitme Bülbül
Teke Tavrı
Sözlü ve sözsüz teke havalarının bağlama ile icrasında kullanıldığı tavırdır. Teke türküleri; teke zortlatması, teke zeybekleri, kabaardıç, gurbet havaları, dımıdan olarak çeşitlilik göstermektedir. Teke bölgesine ait türküler çoğunlukla 9/16 usul şeklinde görülse de 7/8, 5/8, 2/4 örnekleri de mevcuttur. Teke tavrı tezene vuruşunun en önemli özelliği aksak usuller de bulunan üçlü nota kalıbında tezene vuruşunun “alt-üst-alt” şeklinde uygulanmasıdır (Oral, 2010:26).
Teke havalarının müzikal özellikleri içinde usul yapısı: 2+2+2+3 ve 2+3+2+2+2 şeklindedir. Birleşik dokuzluların 2+2+3+2 ve 3+2+2+2 kalıbında seyreden örneği yoktur (Köyoğlu, 2002:68).
Örnek Türkü Dirmilcik ten Gider Yaylanın Yolu
Yozgat Tavrı
Türk halk müziğinde sürmeli adıyla bilinen Yozgat dolaylarının bu tavra uygun ezgilerine uygulanan tezene biçimidir. Yozgat tavrının Kayseri tavrına benzer yanları olsa da ilk vuruşu bütün tellere yapan bu tezenenin, alt tele yönelik yaptığı taramalara koşut olarak parmak vuruşlarıyla titretilmesi bu tavrın öznel niteliğidir. Ezgi boyunca birbiri ardına uygulanan tezene taramalarıyla parmak vuruşları uyum içinde olmalıdır. Belirli yerlerde ve beklemeli uzun seslerde kendini gösteren tezene tavrının genel havası türkünün seslendirildiği süre içerisinde ortaya çıkar. Tezenenin bir dörtlük değerindeki notalar yaptığı vuruş sayısı ezginin müziksel yapısına göre değişmektedir (Köyoğlu, 2002:31).
Yozgat tavrının en önemli özelliği tezene ile senkop olarak vurulan ‘tril’ uygulamasıdır. Tril yapmak, notanın bir üst perdesine çok hızlı şekilde sol el parmaklarıyla çarpma yaparken senkron bir şekilde sağ elle tezeneyi altlı üstlü vurmak demektir. Yozgat türküleri yazılırken tavrın işleneceği yerde notanın üstüne ‘tr’ işareti yazılmaktadır. Bu durumda tavır detaylı olarak yazılmaz, ses olması gereken nota değeriyle yazılır ve ‘tr’ işareti ile tavrın icra edilmesi istenir (Oral, 2010:24).
Bu tavrın oluşumunda Nida Tüfekçi’nin büyük etkisi olduğu ve Tüfekçi ile özdeştiği bilinmektedir; “Yozgat tavrını çalıp-okuduğu Yozgat sürmelisi ve benzeri türkülerle halk müziği dünyasına duyuran ve kazandıran rahmetli Nida Tüfekçi’dir.
Örnek Türkü Sabahınan Esen Seher Yeli Mi
Kayseri Tavrı
Kayseri tavrı tezene kalıbının (tril kümesi) Kayseri yöresinde iki zaman içinde kullanılıp, bir dörtlük sürenin tril, diğer dörtlüğün 16’lık es ve darplarla kullanılan şeklidir. Bu kullanım sırasında trilden sonraki kullanımda es ve darp uygulanırken tezene tutan elin bağlama göğsünde bir daire çizmesi tavrın daha rahat uygulanmasını sağlar (Kaya, 2011:298).
Kayseri tavrı ircaında yöre türkülerindeki ezgisel farklar nedeni ile tril kümesinin başta veya sonda olması gerekebilir veya sürekli es bulunan bölüm kullanılabilir (Kaya, 2011:298).
Örnek Türkü Gesi Bağları
Karşılama Tavrı
Genellikle İç Anadolu ve Ege bölgesindeki Trakya ezgilerinin bağlama ile icrasında görülen bir tezene şeklidir. Ancak “karşılama” adı ile anılması, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde karşılıklı iki kişi ile oynanan oyunlara ve bu oyun müziklerine verilen isimle karıştırılmamalıdır. Bu oyun müziklerinde “Trakya Karşılaması” dışında hiçbir karşılamada söz konusu tavır kullanılmamaktadır. Bu tavır diğer tavırlar gibi yoğun kullanılmamış ve yaygınlaşmamıştır. Ege bölgesindeki zeybek ezgilerinin icrasında da zaman zaman zeybek tavrı yerine kullanıldığı görülmüştür. Buna rağmen karşılama tavrı olarak literatüre geçmiştir. “Görüşümüz odur ki; karşılama tavrı denme sebebi, tezene şeklini en yoğun yansıtan ezginin “Trakya Karşılama” olmasıdır” (Güldaş, 2012:188).
Karşılama (Trakya) Tezene Tavrının Bağlama Telleri Üzerinde Gösterimi.
Ankara Tavrı
Ankara tavrı, Fidayda (Hüdayda) tavrı olarak da bilinmektedir. Ankara tavrının en önemli özelliği icra esnasında karar (dem) sesinin ezgi boyunca duyurulmasıdır. Karar sesi, adına “takma” denilen tezene tekniği ile duyurulmaktadır. Ezginin yapısına ve icrasına göre bazen ilk vuruş es olarak da alınmaktadır (Oral, 2010:25-26).
Örnek Türkü Fidayda
Âşıklama Tavrı
Âşıklama tavrı, Doğu Anadolu bölgesinde özellikle Erzincan, Sivas, Tunceli, Arguvan gibi yörelerde Alevi-Bektaşi kökenli âşıkların bağlama çalma biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bütün telleri kullanarak boğma denilen paralel basış şekli ve takma tezene ile uygulanmaktadır. Âşıklama tavrı ile özellikle deyiş ve semah formunda eserler icra edilmektedir (Oral, 2010:26).
Örnek Türkü Seherde Bir Bağa Girdim
Silifke Tavrı
“Silifke türküleri bağlama ile icra edilirken “Silifke tezenesi” veya “Silifke tavrı” denilen özel bir tezene vuruşu ile çalınır. Silifke türküleri ritim yönünden, Konya türkülerine benzemekle birlikte tezene vuruşları birbirinden çok farklıdır. Silifke tavrını oluşturan en temel tezene aşağıdaki A ve B tartımlarındaki temel tezene vuruşları ile oluşmaktadır”
Örnek Türkü İndim Geldim Silifke’den Buraya
Azeri Tavrı
Azeri tavrı genellikle alt tel kullanılarak icra edilir. Şekilsel bütünlük olarak Karşılama Silifke tavrı ile benzerlik göstermesine karşın vuruşların hızları açısından farklılık gösteren Karşılama tavrında ilk vuruş üst ve orta tellerin taranması ve daha sonra alt telde bir çırpma ile tavır tamamlanırken bu tavırda üst tellerin taranması olmadan karar sesi veya es ile uygulama alt telde yapılır (Kaya, 2011:306).
Örnek Türkü Kaytağı
Karadeniz –Trakya Tavrı
Karadeniz yöresine ait türkülerin icrasında kullanılan bu tavır öncelikle Karadeniz’e ait olan 5, 7, 9 zamanlı usulün uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. Bu tavır Rumeli türkülerinde de kullanılmaktadır. Bu tavırda en önemli özellik aksayan kümenin duyurulmasında kullanılan tezene şeklidir. Bu özellik icra edilecek türkünün usulündeki aksayan kümenin yerine göre değişir. (Kaya, 2011:230).
Bu yöre-bölge ezgilerindeki ritmik benzerlik, bağlama çalımına da etki etmektedir. Görülen 5, 7, 9 zamanlı ezgiler aynı tezene şekli ile çalınmakta ve “Karadeniz-Trakya Mızrabı” adıyla adlandırılmaktadır (Güldaş, 2012:89).
Örnek Türkü Tabancamın Sapını
Bağlama icrası dersler katagorisine ulaşmak için Tıklayınız
Kaynak: Admin ve Yakup Acar tarafındanan hazırlanan ” BAĞLAMA EĞİTİMİNDE KULLANILAN NOTASYONLARIN ÖĞRENCİLERİN DEŞİFRE BAŞARISINA ETKİSİ” Tezinden alıntı yapılmıştır.